Cuma, Ekim 21, 2011

Çoban


         İlkokul 2-3 ya da 4, tam hatırlamıyorum. Müsamere düzenlenecek. Bizim sınıftan ben ve benimle aynı gösteriyi yapacak 4-5 kız seçilmiş. Sınıf öğretmenimiz bize ne yapmamız gerektiğini gösterecek, kaldırıyor tahtaya. Ben ortada duracak mışım kızlarda etrafımda dans ede ede dönüp, arada bir durup ellerini çırpacak, işte bilmemne çoban bilmem ne çoban ebenin amı var mıı? Gibisinden bi soru soracaklar sonra bende onlara mani ile karşılık vericem...
Neyse saydı etti öğretmen. Beni ortaya koydu sınıfın da en şeker en mini  mini 4-5 kızı geçti etrafıma başladılar dönmeye. Fakat her nasılsa ben bir tokatla uyandım. Öğretmen başımda "oğlum söylesene manini!" diye höykürüyor. Meğersem kızlar çoktan dönmüş, durmuş, ellerini çırparak manisini söylemiş, benden cevap bekliyor. BEN o arada nasıl dalmışsam. Hiç hatırlamıyorum nasıl geçti o zaman. Sanırım o sırada ağzımdan salya akıyordu ve ben "eeheee ehee" diye sırıtıyordum kızlara bakıp. Neyse o şoku atlatıp bende manimi takır takır söyledim. Hoca çok beğendi ve "haydi o zaman cenxcan senin annen terzi sana şöyle güzel bi çoban aba sı ve çarığı diksin. Şu şu gün müsamere var, o güne kadar böyle çalışın, müsamere günü de gösterinizi yapın" dedi
          Ben koşa koşa gittim anneme anlattım olayı, oda çok sevindi ve minik oğluna özene bezene aba ve çarık dikti ki benim annecim çevresinde ünlü bir terziydi. En güzel müsamere kıyafetini dikti bana kadın. Çarıklarım, abam ve o koskoca kafam la öylesine bir çobandım ki, sanki bunun için yaratılmıştım. Müsamere gününü iple çekiyordum, her gün bir iki kere yeniden tekrarlıyorduk hareketlerimizi. 
         Müsamere günü geldi çattı, okulumuzun tiyatro salonu hınca hınç dolu. Herkes sırasıyla çıkıp gösterisini yapıyor ama hiçbirisi benim kadar iddialı değil. Sahnede resmen estirecektim, kendimden o kadar emindim ki, yanımdaki kızların orada olduğunu bile fark etmedim. Sonra annem elimden tuttu kulise gittik. Orada poşetten çıkardığım abamı ve çarıklarımı giydim. Sonra hocam yanıma yaklaştı ve anneme programın çok sıkışık olduğunu bu yüzden aradan bir kaç oyunu çıkarmak zorunda kaldıklarını, cenxin oyunun da bunlardan biri olduğunu söyledi. Benim boynum büküldü direk. Annecim de benim o halimi görünce içi yandı ama ne yapsın kadın. Neyse oğlum bi dahaki müsamere de yaparsın gösterini üzülme dedi. Gel de bana anlat. Hayata küstüm. Şimdi düşünüyorum da o gün o sahneye çıksam, o insanların alkışlarını falan görsem belki de merakım artacaktı sahne sanatlarına, o yönde çok daha girişken ve hevesli olacaktım. Böylece bir hayatın seyri değişti işte. Sonraları rol yapma sevgim yüzünden frp ye sardım, hayatım boyunca masa başında arkadaşlarımla rol oyunu oynadım ama hep içimde bir ukde kaldı o öyle.

1 yorum:

  1. Sena Ceren TANTOĞLU09:36

    annenin yerinde olup o öğretmenin kaval kemiinin tam ortasına ayağımda kundurayla hiddetli bir tekme sallamak isterdim açıkçası.burdan sonra çok terbiyesiz küfürler geliyor..

    YanıtlaSil